Bir dünya krizine neden olan Covid-19 salgını, sadece bugünü değil geleceği de şimdiden şekillendiriyor. Salgın sosyal hayatın dinamiklerine yeni kurallar getirirken, iş yapma biçimlerini değiştirdi; ayrıca seyahat, ulaşım, tüketim başta olmak üzere bütün alanlarda yeni normlar oluşturdu. Salgın tam anlamıyla ortadan kalkınca elbette kimi normlarda geri dönüşler yaşanacak. Bununla birlikte, kimi sistemler daha ileriden yeniden biçim alacak. Çünkü salgın, ülkelere, şirketlere ve hükümetlere böylesi olası durumlara karşı hazırlıklı ve dayanıklı olunması gerektiğini anlattı ve bu da yüzlerin teknolojiye, makinalaşmaya, otomasyona ve yerli üretime daha fazla dönmesini sağladı. Hindistan ise yaşadıklarıyla değişimin en net fotoğrafını önümüze koyuyor. 

Hatırlayacaksınız; çok da uzak olmayan bir geçmişte, 2017-2018 yıllarında, Hindistan ekonomisi endüstride deyim yerindeyse altın çağını yaşıyordu. Ancak bu altın çağ sadece iki yıl sürdü ve 2019 yılı itibariyle ülke çöküşe geçti. Yaşanan çöküşün pandeminin etkisiyle birleşerek 2020 yılını kabusa dönüştürmesi bekleniyordu. Ülke, sahip olduğu Covid-19’lu sayısı ile aslında o kabusu yaşıyor; ama başka bir alanda ise büyük bir başarıya imza atmış durumda. Ne büyük ironi?​

Hindistan hükümeti, nisan ayında ekonomi ve üretimdeki dayanıklılığı artırıp şirketleri desteklemek adına bir takım düzenlemelere gitti. Geçici olarak kredi borçlarını erteledi, küçük ve orta boy işletmelere ekstra % 20 oranında kredi desteği verilmesini sağladı, kısa çalışma sistemini destekledi. Bütün bunların sonucu olarak imalatta ana üretim malı olarak kullanılan ve makineleri yapan makineler olarak tanımlanan CNC Takım Tezgahlarına bir talep oluştu.

Bitmedi; tarım sektöründe yaşanan eksik iş gücü sebebiyle traktör başta olmak üzere diğer tarım aletlerine olan talebin artması da takım tezgahına ilgiyi iyice yukarılara taşıdı. Otobüs ve tren gibi toplu taşıma halen cazip olmadığı için motosikler, scooter vs. talebi patladı, bu da çift tekerlek sektöründe üretime dolayısı ile takım tezgahlarına yönelimi iyice arttırdı.

Çin’den ithalata baskı uygulanması da yerli üretime pozitif anlamda destek oldu. Ayrıca Hindistan - Çin sınırındaki gerilimden ötürü Hindistan hükümeti, silah ithalatını küçülttü; ancak yerli milli silah üretimi bütçesini artırarak ateşli silah ve füze üretimini desteklemeye başladı. Halihazırda Pakistan ile olan sorunlar da bu fikri destekledi. 

Bu gelişmelerde elbette oluşan atmosferi sürekli pozitif anlamda destekledi. Hindistan bir adım daha ileri giderek Çin’de yatırım yapan Japon şirketlerine Hindistan’a taşınmaları karşısında ekstra teşvikler uygulama kararını açıkladı. İkinci çeyrekte % 28 daralma gösteren Japon ekonomisi için böylesi bir hamle görmezden gelinemezdi. Amerika’ya fason üretim yapan bir çok yatırım  Çin’den Hindistan, Vietnam ve Malezya gibi ülkelere geçmeye başladı.

Evet, Hindistan şu anda Covid-19 pandemisinde ulaştığı sayı ile dünya üçüncüsü ve muhtemelen yakın zamanda dünya birincisi olacak. Salgına rağmen alınan ekonomik tedbirler, sanayi tarafında yaşanan yenilikler ülkenin tekrar sanayide altın çağını yaşamasına neden oldu. İş gücünün bedavaya yakın olması nedeniyle makineleşmeyen bir ülkeyi Covid-19 dize getirdi. Herkes  CNC Takım Tezgalarının ve bunların otomasyonlaşmasının önemini bilmeden anladı.

Aslında anlatılanlar ülkemizde yaşanan senaryoya o kadar benziyor ki; şu anda Türkiye’de CNC Takım Tezgahları yok satıyor, ikinci eller dahil tükendi. Teşviklerin dahi işe yaramadığı yıllardan sonra ülkemiz makineleşmeye ve geleceği için otomasyonlaşmaya, yazılımların kıymetinin anlaşılmaya başladığı bir çağa hızla geçmeye başladı. Bu belki bizim endüstride kendi altın çağımızı oluşturmamıza neden olabilir.

Salgının bugün için yarattığı etki ve yakın gelecekte yol açacağı değişimlere ilişkin raporlar, bu büyük değişimden kazanan olarak çıkabilmek adına yapılması gerekenlerin ip uçlarını veriyor. Değişim başladı, tek ihtiyacımız olan Türkiye’yi daha da büyütecek olan bu değişimi desteklemek. Bu olduğu zaman, kaçınılmaz bir biçimde kendi altın çağımızı yaşayacağız.