Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Ne zamandır sektördesiniz?

1971 İstanbul doğumluyum. Maçka Teknik Lisesi’nin ardından Newport Üniversitesi işletme bölümünden mezun oldum. 15 yılı aşkın süredir ŞESAN’da çeşitli kademelerde görev aldıktan sonra Ticaret Müdürü olarak çalışma hayatıma devam etmekteyim.

ŞESAN’dan bahsedebilir misiniz?

ŞESAN, 1980 yılında kuruldu. Kurulduğu yıldan beri otomotiv ana sanayisine hizmet veren bir kuruluştur. Otomotiv ana sanayisinin hızla büyümesinden ŞESAN da pay aldı ve şirketimiz ardında bıraktığı 35 yılda oldukça büyük bir üretim alanına ve makine parkuruna sahip oldu. Yani “Sanayi büyüdükçe ŞESAN da Türkiye’deki bütün yan sanayiler gibi ivme kazandı” diyebiliriz. 2010 yılında ortak olduğumuz ve 2014 yılı itibariyle EFESAN Grup bünyesindeki bir şirket olarak hizmet vermekteyiz. Güçlü bir grup olan EFESAN’ın gücüyle ve Grup şirketimiz olan Türkiye’nin önde gelen döküm kuruluşu olan FERRO DÖKÜM ile de daha hızlı büyüyoruz. Ancak bu sürecin çok kolay olmadığının da altını çizmek isterim. Türkiye’de bu alanda hizmet veren firmalar, sayısız elekten geçti. Çünkü otomotiv; kalite beklentisi yüksek, rekabetin çetin olduğu bir sektördür. Ardımızda kalan 35 yıllık süreçte yola çıkan herkes değil; işini iyi yapan ve teknolojiye ayak uyduran firmalar ayakta kaldı.

Üniversaldan CNC’ye geçişi birebir yaşadınız o halde...

1980’li yılların sonuydu. Teknoloji, ülkemize henüz transfer oluyor ve biz de bazı şeyleri yeni yeni öğreniyorduk. İlk CNC’mizi 1988’de aldık. ŞESAN, kurulduğu dönemden çok kısa bir süre sonra ana sanayilerle çalışmaya başlamıştı. Ana sanayilere parça üreten bir tedarikçi olduk. O zamanın imkansızlıklarıyla ana sanayiye parça üretmek, bir beceri ve kabiliyet işiydi. Tam zamanında sevkiyat, fiyat ve kalite üçlüsünü dengede tutmak şarttı. Bugünkü gibi CNC sistemlerinin kullanılmadığı, CAD/CAM gibi mühendislik yazılımlarının olmadığı; üniversal tezgahlarda ustalıkla yapılan iş ve yurtdışından gelen ikinci el tezgahlarla, yurtdışında rekabetçi olmaya çalıştığımız bir dönemden geçtik. Üstelik piyasada finans sıkıntıları da oldu. Kredi ve teşvik sistemleri bugünkü gibi değildi, tamamen öz kaynaklarımızla bir şeyler yapmak zorundaydık. Elbette rekabetin de bu kadar çetin ve çok olmadığı bir dönemdi. Her dönemin avantajları ve dezavantajları vardır. Araç üretimi bu kadar fazla olmadığından rekabetçilikte bu kadar fazla değildi. Yeni tezgahlarla ve teknolojiyle gelişiyorsunuz.

Ar-Ge ve inovasyon konusunda neler yapıyorsunuz?

Şirketimiz iş ortaklarımızla yeri geldiğinde co-designer olarak çalışıyor. Dizayn mühendisleriyle çalışarak parçanın geliştirilmesi sağlanıyor. Kendi üretmiş olduğumuz proses geliştirme makinalarımız var. Parça hakkında bilgi sahibi olarak ve geliştirmeler yaparak o parçanın en efektif şekilde nasıl üretileceğine dair fikir paylaşımlarımız olmaktadır. Grup ve şirket olarak Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını önemsiyor ve destekliyoruz.

Otomotiv sektörünün bugünkü mevcut durumu nedir? Firmanızı bu sektörün neresinde görüyorsunuz?

Otomotiv, uzun yıllardır Türkiye’nin lokomotifi durumundadır. Ancak görülmeyen, desteklenmeyen, yeteri kadar kollanmayan bir lokomotif olduğu kanısındayım. Otomotiv ve yan sanayi firmaları, hak ettiği değeri görmüyor. Aslında ülkemizde sanılanın aksine, hem ana sanayi hem yan sanayide dünya standartlarının üzerinde üretim yapılıyor. Böyle bir iş gücümüz var. ŞESAN olarak 35 yıllık tecrübemizle artık sadece Türkiye’de değil dünya çapında da bilinen bir firma olma yolundayız. Otomotiv başta olmak üzere hidrolik, kompresör, savunma ve inşaat sanayisi gibi sektörlere parça üretiyoruz. Avrupa’ya, Amerika’ya ihracat yapıyoruz. Ancak ürettiğimiz parçalar dünyanın her yerinde dolaşıyor. Çünkü global olarak onaylanmış ve standartlara uygun bir tedarikçiyiz.

2017 hede eriniz neler?

Buradan sonraki hedefimiz: Talaşlı imalat konusunda hızlıca büyümektir. Bunun için gerekli alt yapımız zaten mevcuttur. 2017’de hem ekonomik, hem üretim kapasitesi olarak yüzde 25 büyümeyi hede edik. Türkiye ŞESAN’ı tanıyor. Ancak dünyada tanınırlığı ve bilinirliği artırmak da 2017 hede erimiz arasında gösterilebilir.

Üretimde kullandığınız kalıp ve aparatları kendiniz üretmişsiniz...

Gururla söylüyoruz ki bu çok ciddi bir kapasite meselesidir. İyi, kaliteli ve doğru ürün çıkarmak; seri ve rekabetçi olmak istiyorsanız; iyi aparatlara ve fikstürlere sahip olmak gerekmektedir. ŞESAN, uzun yıllardır koruduğu çekirdek kadro ve kullandığı üstün teknolojisi ile kendi know-how’larını mühendislik yazılımları ile tasarlıyor ve imalathanesinde üretiyor. Kullandığımız aparatların yüzde 80’i kendi bünyemizde üretildi.

Tezgah alırken hangi kriterlere önem veriyorsunuz?

​En önemli kriterimiz: İşe uygunluktur. Çok hızlı, çok pahalı ya da hassas olması, tezgahın işe uygun olduğu anlamına gelmiyor. Bozuk bir dağ yolunu Ferrari ile çıkamazsınız... Diğer beklentilerimiz ise, yenilikçi ve günümüz teknolojisini yansıtmasıdır. Her zaman Ar-Ge ve inovasyonun öneminden bahsediyoruz. Yeniliklere adaptasyonu sağlanabilecek tezgahtan yana tercih kullanmak gereklidir. Çünkü üretim sadece makineyle bitmiyor. Makinenin yanı sıra sürekli gelişen mühendislik yazılımları ve takım teknolojileri var. Bu takım teknolojilerini ve gelişmeleri karşılayacak, ayak uyduracak bir teknoloji gerekmektedir. Tüm işe uygunluk ve yenilikçiliğin yanı sıra servis ve hizmet ağı da çok önemlidir. Tezgahı tedarik ettiğimiz firmayla süreklilik sağlamaya önem veriyoruz. TEZMAKSAN, bu konudaki beklentilerimizi fazlasıyla karşılamaktadır.

TOYODA’yı tercih etmişsiniz. Yine bir tezgah alsanız TOYODA’dan yana tercih yapar mısınız?

Çünkü TOYODA, işe uygun olarak ihtiyaçlarımızı karşılayan ve rekabetçi olan bir markadır. Şu an elimizde üç adet TOYODA tezgahı var. Hepsini bir anda almadık, memnun kaldıkça makine parkurumuzda TOYODA sayısını artırdık. Beklentimizi karşılaması ve etkili servis hizmeti, bizim için yeterli oldu. Önümüzde yapacağımız yatırımlarda TEZMAKSAN’ın tezgahlarını tekrar portföyümüzde yer alması için her zaman değerlendireceğiz.